Şatolardan ortaçağ kasabalarına: Almanya'nın romantik yüzü
Ancak katıksız bir romantikten beklenecek bir davranış olabilirdi bu... İflas etmeyi göze alarak, gökyüzüne yakın olmak için, vahşi bir tepede, göllerin ve şelalelerin arasında, akıllar durdurucu bir şatonun inşaasına girişmek... Bir mimar yerine bir sahne tasarımcısıyla çalışıp, destekçisi olduğu sevgili dostu, besteci Richard Wagner onuruna şatonun duvarlarını onun operalarından sahnelerle süslemek... Bununla da kalmayıp bestecinin Tannhauser operasındaki mağaranın bir benzerini şatodaki muhteşem sanat eserlerinin arasına kondurmak...
Ancak katıksız bir romantikten beklenecek bir davranış olabilirdi bu... İflas etmeyi göze alarak, gökyüzüne yakın olmak için, vahşi bir tepede, göllerin ve şelalelerin arasında, akıllar durdurucu bir şatonun inşaasına girişmek... Bir mimar yerine bir sahne tasarımcısıyla çalışıp, destekçisi olduğu sevgili dostu, besteci Richard Wagner onuruna şatonun duvarlarını onun operalarından sahnelerle süslemek... Bununla da kalmayıp bestecinin Tannhauser operasındaki mağaranın bir benzerini şatodaki muhteşem sanat eserlerinin arasına kondurmak...
En sevdiği hayvan kuğu olan, şiirden, mimariden, müzikten hoşlanan, savaştan ve silahlardan haz etmeyen, etrafındaki herkes avlanırken şato planları çizen II. Ludwig’in romantik olmasına tek engel, kral olmasıydı. ’’Peri Masallarının Kralı’’ ünvanından önce ’’Deli Prens’’ olarak ün salmıştı. Bugün Alman halkı, onun bu yakıştırmayı hak etmediğine, sadece yanlış zamanda doğmuş, zeki, zamanının ilerisinde, barışçı bir prens olduğuna inanıyor. Almanya’nın en ünlü turistik rotası Romantik Yol’un ’’en romantik’’ mekanı, II. Ludwig’in yaptırırken iflas ettiği, Neuschwanstein Şatosu, II. Ludwig ölür ölmez, kralın borçlarının ödenebilmesi için ziyaretçilere açıldı. Ludwig tutkuyla yaptırdığı şatosunda ancak 170 gün geçirebilmişti. Neuschwanstein tamamlandığını göremediği muhteşem Şarkıcılar Salonu’nda ne Wagner’i ne de bir başka konser dinleyebildi. Halbuki hayalini bile kurmuştu; kendisi balkondan seyredecek bütün salonu sanatçılara bırakacaktı.
Her yıl 13 Haziran’da Starnberg Gölü’nün doğu kıyısındaki Berg’de etkileyici bir tören olur. Önünde basit bir çelenk olan küçük bir tekne hemen kıyıda bulunan bir haça doğru ilerler. Bavyera’nın en sevilen kralı II. Ludwig’in anısına yapılan bu ritüelden tekne geri dönerken sadece bir borazan sesi duyulur. Haç, 1886’da, gizemli bir şekilde 40’lı yaşlarının başında ölen II. Ludwig’in ölü bulunduğu yeri gösterir.
Romantik ve idealist Prens Otto Ludwig Friedrich Wilhelm, 1864’te 18 yaşında kral oldu. Hiç evlenmedi. Sadece kısa bir süre için Avusturya İmparatoriçesi Elizabeth’in (Sisi) kız kardeşiyle nişanlı kaldı ancak erkeklerin dostluğundan daha fazla keyif alıyordu. Hayran olduğu ünlü besteci Richard Wagner’ın Bayrouth opera binasının inşasını finanse etti.
1871’de Alman Reich’ının kurulmasından sonra kral olarak hiçbir etkisi kalmamıştı. Kendini içkiye, şato planları çizmeye, özel olarak konser ve operalar düzenlemeye verdi. Fransız kültürüne ve ’’Güneş Kral’’ Louis XIV’e olan hayranlığı onu Nueschwanstein gibi olağanüstü şatolar inşa ettirmeye yöneltti. Genel kanının aksine II. Ludwig devletin iflasına neden olmamış sadece kendisi beş kuruşsuz kalmıştı. 1886’da borçları artmış, davranışları da dengesizleşmişti. Ludwig’in artık hizaya sokulması gerektiğine inanan bazı bakanlar ve akrabaları, alelacele bir psikiyatrik test hazırlayarak Ludwig’in ruhi dengesinin yönetimde kalmasına yetersiz olduğuna karar verdiler. Aynı yıl, sürgün II. Ludwig Staunberg Gölü’ndeki Schloss Berg şatosuna gönderildi. Bir akşam doktoruyla birlikte gölün sığ kısmında boğulmuş olarak bulundu. O akşamın hiçbir tanığı olmadığı gibi, doğru dürüst bir soruşturma da yapılmadı. O yaz, Ludwig’in büyük borçlarının ödenebilmesi için Neuschwanstein Şatosu halka açıldı. 2000 yılında Füssen’de sahnelenmeye başlanan II. Ludwig müzikali ilk yılında iflas etti. Müzikalin sonunda Ludwig boğuluyordu. Şimdilerde son sahnesinde kralın vurulduğu müzikal popülerliğini koruyor. Müzikalin en etkileyici anlarından biriyse, antraktta fuayeden görülen romantik kralın aydınlatılmış şatosu.
Yol boyunca, kuzeye doğru gittikçe kasabalar daha güzelleşiyormuş. Kuzeyden güneye giderken ise dağların yükselişi ile manzara daha güzelleşiyormuş.
Yol boyunca, kuzeye doğru gittikçe kasabalar daha güzelleşiyormuş. Kuzeyden güneye giderken ise dağların yükselişi ile manzara daha güzelleşiyormuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder