27 Ağustos 2011 Cumartesi

Würzburg

Romantik Yol’un kuzeydeki başlangıç noktası WÜRZBURG, üniversite kenti olmasının getirdiği canlılığın yanısıra mimarisi, sanatı ve şarabıyla, bu güzergahla ideal bir tanışma noktası.
Würzburg, MÖ 650 yılında Keltler tarafından, bugün Marienberg şatosunun olduğu yere kurulmuş.
Çevresi üzüm bağları ile çevrili kent, riesling cinsi üzümlerden üretilen beyaz Franken şarabıyla ünlü. Şaraplarının ilk kez kullanıldığı Bürgerspital zum Heiligen Geist'de yada 1576 yılından beri üzüm bağlarından elde edilen şarapların mahzende meşe ağacından yapılmış fıçılarda depolandığı şarap evi Juliusspital'da akşam yemeği ve şarapları tatma fırsatı.
Yüzyıllar boyunca büyük bir güce ve zenginliğe sahip olan prens- piskoposlar için inşa edilen tarihi romantik, gotik, rokoko, barok ve rönesans mimarisi binalar gerçekten de Romantik Yol’un en ihtişamlılarından.
II. Dünya Savaşı’nın sona ermesine iki ay kala İngiliz ordusu tarafından atılan 200 bin bomba kentin % 85’inin yerle bir olmasına neden olmuş, 1950’lerde restorasyona başlanmıştı. Her yıl 16 Mart günü, o günün anısına, kentteki 37 kilisenin çanları 20 dakika boyunca çalar.
Kentin en muhteşem yapısı, bir kısmı mucizevi olarak bombalamadan zarar görmeyen Residenz Sarayı. Balthazar Neumann’ın Würzburg piskoposlarının zenginliğinin ve prestijinin bir göstergesi olarak, 1719 yılında inşa ettiği rokoko mimarisi etkisinde  barok sarayın en can alıcı yanı, Tiepolo’nun, "Dört Kıta" adlı, dünyanın en büyük tavan freski olma özeliğine sahip, 600 metrekarelik başdöndürücü eseri. Freskte Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarının insanları, hayvanları ve doğası resmedilmiş. Şehirde şarap tadabileceğiniz çok sayıda restoran olmasına rağmen en özel mekan Rezidenz Sarayı’nın restorana çevrilmiş mahzenleri. Saray, UNESCO dünya mirası listesindedir.
Würzburg'lu ünlü mimar Balthazar Neumann, 1687-1753 yılları arasında yaşamıştır.
Eski kentin bulunduğu meydandaki Dom St. Kilian katedralinden, Main Nehri üzerindeki tarihi taş köprü Alte Mainbrücke’den geçerek, 13. yüzyıla ait Marienberg Kalesi’ne yürümelisiniz. Kentin ortasından geçen Main Nehri üzerinde bulunan, heykellerle süslenmiş tarihi taş köprünün bir tarafında Gotik kuleler şehrin siluetini oluştururken, diğer tarafında bir tepe üzerine kurulmuş üzüm bağlarıyla çevrili Marienberg Kalesi tüm ihtişamıyla şehre bakıyor.
O dönemlerin en güçlü yöneticileri olan prens piskoposların 1719 yılında yaptırdığı kalenin merkezine kademeli olarak 4 kapıdan geçerek ulaşıyorsunuz. Kalenin bir bölümünde bulunan restoran manzarasının yanında bölgenin tadına doyulmaz şaraplarını denemek için ideal. Ünlü yarı tatlı şarabı gibi buradaki şarap şişeleri de yöreye özgü. Patenti alınmış olan, daha çok matarayı andıran şişeler oldukça estetik görünüyorlar.
Mainfrankisches Müzesi: Dünyaca ünlü Tilman Riemenschneider'in ahşab eserlerinin sergilendiği müze. Würzburg'lu ünlü heykeltraş ve ahşap oymacısı Tilman Riemenschneider, 1460-1531 yılları arasında yaşamıştır. Yaptığı sunaklar, romantik yol boyunca pek çok kiliseyi süsler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder